Dünya Sağlık Örgütü Oyun Bağımlılığını Ruh Sağlığı Bozukluğu Olarak Sınıflandırıyor

  • 29/05/2019

Dünya Sağlık  Örgütü Oyun Bağımlılığını Ruh Sağlığı Bozukluğu Olarak Sınıflandırıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslararası Hastalık ve İlgili Sağlık Sorunları İstatistiksel Sınıflaması on birinci revizyonunda (ICD-11) video oyunu bağımlılığını resmen tanıdı. Teşhis 2022'de yürürlüğe girecek.


ICD-11, dünyadaki sağlık eğilimlerini ve istatistiklerini belirleyerek hastalık ve sağlık koşullarını rapor eden uluslararası bir standarttır. Bu standarda göre, oyun bağımlılığı video oyunları oynamak için harcanan zamanla değil; kişinin oyun oynamayı yaşamın diğer alanlarından öncelikli tutmasıyla ölçülüyor.


ICD-11 tanımında, bağımlılığın sürekli veya epizodik ve tekrarlı olabileceği belirtilerek, “Davranış paterni kişisel, aile, sosyal, eğitim ve/veya mesleki hayatta önemli bir bozulma ile sonuçlanacak şiddette olur.” diye açıklıyor. Bağımlılık çevrimiçi veya çevrimdışı olabilir. Vakaların çoğu, semptomlar ortaya çıktıktan sonra en az bir yıl boyunca teşhis edilmiyor.


Araştırmalar, oyun bozukluğunun insanların sadece küçük bir bölümünü etkilediğini öne sürüyor; ancak DSÖ’ye göre kişilerin oyun oynamaya ne kadar zaman harcadıkları konusunda farkındalıklı olmaya ihtiyaçları var.


Dijital bağımlılık, sadece video oyunlarına bağımlı olmanın da ötesinde akıllı telefon ve sosyal medya kullanımlarını da kapsıyor. Bunların hepsi yalnızlığı, kaygıyı ve depresyonu artırabilen ve opioid bağımlılığına benzer şekilde beyinde nörolojik bağlantılar oluşturabilen etkilere sahip. Yatak odasında video oyun sistemi veya televizyon olan çocuklar genellikle kitap okumak, uyumak veya sosyal etkinliklere katılmak için daha az zaman harcıyor; fiziksel sağlıkları ile akademik başarıları da olumsuz etkileniyor. Video oyunları oynamak için günde dört saatten fazla zaman harcayan gençlerde depresyon semptomları görülme ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtiliyor.


Öte yandan, video oyunların doğru şekilde kullanımının bilişsel yetenekleri artırma, el-göz koordinasyonunu geliştirme gibi bazı faydaları olduğu da biliniyor. Bu noktada önemli olan, dijital araçların kullanımını tamamen kaldırmak yerine doğru içerikleri ılımlı sürelerde kullanmak.

Kaynak: https://www.iflscience.com/health-and-medicine/


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM