Beyin Taramaları Çocuklardaki Potansiyel Zihinsel Bozuklukları Ortaya Çıkarıyor

  • 07/01/2020

Beyin Taramaları Çocuklardaki Potansiyel Zihinsel Bozuklukları Ortaya Çıkarıyor

Yeni araştırmalara göre, erken beyin taramaları çocukların zihinsel sağlıklarının durumunu belirleyip dikkat eksikliği sorununa meyilli olup olmadıklarını tahmin edebilir.


Berkeley - Kaliforniya Üniversitesi’ndeki Helen Wills Sinirbilim Enstitüsü üyesi, psikoloji profesörü ve araştırma yazarı Silvia Bunge, çocukluk çağında duygudurum belirtilerindeki ve dikkatteki değişiklikleri tahmin etmeye yardımcı iki ayrı beyin fonksiyonu belirteci keşfettiklerini belirtti.


Bulgular, bazı nörogelişimsel bozuklukların ilerlemesini hafifletebilecek veya yavaşlatabilecek erken müdahalelerin (bilişsel davranış terapisi, egzersiz, farkındalık çalışmaları gibi) yolunu açabilir.


Northeastern Üniversitesi'nden psikoloji profesörü ve araştırmanın diğer yazarlarından Susan Whitfield-Gabrieli, “Psikiyatrik tanılar bir krize yanıt olarak ve genellikle geç kalınmış olarak yapılır. Bu yüzden “önleyici” değil, “reaktif” olarak tedavi edilir. Bu çalışmanın klinik sonuçları ise çok etkili ve büyük olabilir.” diyor.


Araştırmacılar, 7 yaşından başlayarak dört yıl boyunca 94 çocuğun beyin verilerini analiz etmek için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullandılar ve ergenlik döneminde ortaya çıkan depresyon, anksiyete ve dikkat eksikliği bozukluğu belirtileri için biyobelirteçleri belirlediler.


Araştırmalarda, duygudurum bozuklukları olan çocukların prefrontal kortekslerindeki bir kontrol bölgesi ile subgenual ön singulat korteks arasında bağlantının zayıf olduğunu buldular. Ayrıca, dikkat bozuklukları olan çocuklarda, aynı prefrontal korteks bölgesi ile medial prefrontal korteks arasında aşırı güçlü bir bağlantı buldular.


Beyin taramalarının henüz psikiyatrik hassasiyetleri saptaması mümkün olmasa da, Prof. Bunge bu taramaların eninde sonunda zihinsel sağlık bozukluklarının erken saptanmasında anahtar bir rol oynayacakları konusunda iyimser olduğunu söylüyor.


Makale JAMA Psychiatry ’de yayınlandı.

Kaynak: www.futurity.org


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM