Genetik Eğilim Bağışıklık Sistemini Yaşlanmaya Karşı Koruyor

  • 10/11/2020

Genetik Eğilim Bağışıklık Sistemini Yaşlanmaya Karşı Koruyor

Embriyoda kalbin gelişiminde rol oynayan genetik bir eğilimin, insan bağışıklık sisteminde de önemli rol oynadığı ortaya çıktı. Almanya’daki Bonn Üniversitesi tarafından yürütülen yakın tarihli bir çalışma ile, gen yeterince aktif olmadığında bağışıklık savunma sisteminin karakteristik değişikliklere uğrayarak etkinliğini kaybettiği gösterildi. Benzer bir etki genellikle yaşlı insanlarda görüldüğünden, doktorlar bağışıklık sisteminin yaşlanması konusunu ele alıyor. Orta vadede, araştırmanın sonuçları yaşa bağlı kayıpların azaltılmasına katkıda bulunabilir. Çalışma Nature Immunology dergisinde yayınlandı.


Şifreli CRELD1 kısaltmasına sahip gen, günümüze dek bilim dünyasında gizemini korumaya devam ediyordu. Bilindiği kadarıyla ise, embriyodaki kalbin gelişiminde önemli rol oynuyor. Şimdi ise, CRELD1’in doğumdan sonra aktif kalmaya devam ettiği anlaşıldı. Araştırmalar, vücudun hemen hemen tüm hücrelerinde düzenli olarak üretildiğini gösteriyor. Daha önceleri, hangi amaç için üretiminin devam ettiği tam anlamıyla bilinmiyordu.


Bonn araştırmacıları bu soruyu yanıtlamak için yeni bir yaklaşım kullandılar. Günümüzde, insan katılımcılarla yapılan bilimsel çalışmalar genellikle transkriptom analizlerini içeriyor. Bu yolla, ilgili test deneklerinde hangi genlerin ne ölçüde aktif olduğu belirlenebiliyor. Ayrıca araştırmacılar, elde ettikleri verileri daha sonra tamamen farklı konularda çalışmak için kullanabilecek meslektaşlarına artık daha fazla ulaştırabiliyor. Bonn Üniversitesi LIMES Enstitüsü'nden Dr. Anna Aschenbrenner ve ImmunoSensation² Cluster of Excellence üyesi Dr. Anna Aschenbrenner, “Bizim çalışmamızda yaptığımız tam olarak buydu" diyor.


Aschenbrenner, Prof. Dr. Joachim Schultze'nin Genomik ve İmmünoregülasyon ekibinde habilitasyonunu yapıyor. Meslektaşları ile birlikte, üç farklı çalışmadan elde edilen transkriptom verilerini birleştirdiler ve kendisi şu açıklamalarda bulundu: "Bu çalışma bize, CRELD1 geni de dahil olmak üzere, toplam 4 bin 500 test deneğine ait genetik materyalin aktivitesi hakkında bilgi sağladı. Bunlara ek olarak, bu katılımcıların verileri, kanlarındaki farklı bağışıklık hücrelerinin sayısı gibi belirli immünolojik parametrelerle ilgili bilgileri de içeriyordu."


CRELD1 Bazı Kişilerde Daha Az Aktif


Araştırmacılar bu bilgiyi analiz ederken şaşırtıcı bir korelasyon keşfettiler: Analiz edilen 4 bin 500 denek arasında, CRELD1 geninin bazı nedenlerden dolayı önemli ölçüde daha az aktif olduğu kişiler yer alıyordu. Bu donörlerin kanının, T hücrelerinin çok azını içerdiği bulundu. T hücreleri, enfeksiyonla mücadelede önemli rol oynuyor, bazıları virüs bulaşmış hücreleri tespit ediyor ve diğer hücrelere bulaşmadan önce onları öldürüyor.


Araştırmacılar bu ilişkiyi fare deneylerinde derinlemesine araştırdılar. Sonuçlar, CRELD1 geninin genetik kaybının, T hücrelerinin kaybının gerçek nedeni olduğunu gösterdi. CRELD1 geninden yoksun T hücreleri, daha erken çoğalma yeteneklerini büyük ölçüde kaybediyor ve daha erken ölüyor. Aschenbrenner, "Bağışıklık sistemi 'yaşlı' olan insanlarda da benzer değişiklikler görüyoruz," diyor. İmmünosenesens (immün yaşlanma) olarak da adlandırılan bu fenomen, esas olarak yaşlı insanlarda görülür. Bu durumda olan kişiler COVID-19 gibi hastalıklara, enfeksiyonlara çok daha duyarlıdır ve muhtemelen kanser veya Alzheimer gibi yaşa bağlı hastalıklara karşı da daha hassastır.


Yüz Yaşını Aşmış Ancak Bağışıklık Sistemi Genç Olanlar Var


Bazı insanların bağışıklık sistemi diğerlerinden çok daha hızlı yaşlanıyor. Örneğin, yüz yaşına ulaşmış olup immünolojik açıdan birkaç on yıl daha genç olan insanlar var. Araştırmacılar bu bilgiden yola çıkarak CRELD1'in kendilerine immünolojik yaşlanmanın nedenlerini daha iyi anlamaları için bir yol göstereceğini umuyorlar. Aschenbrenner, "Uzun vadeli hedefimiz bu süreci yavaşlatmak veya durdurmak. Böylece belki de yaşlılarda hastalık riskini önemli ölçüde azaltabiliriz.” diyor.

Kaynak: www.medicalxpress.com


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM