Covid-19'lu Hastaların Beyin Hasarı

  • 03/01/2021

Covid-19'lu Hastaların Beyin Hasarı

Ulusal Sağlık Enstitü(NIH) araştırmacıları, COVID-19'un bir hastanın beyninin nasıl etkilediğine dair yapılan derinlemesine bir çalışmada, hastalandıktan kısa bir süre sonra ölen hastalardan alınan doku örneklerinde incelen ve sızdıran beyin kan damarlarının neden olduğu hasarın özelliklerini tespit ettiler. 

Ayrıca, incelemede doku örneklerinde SARS-CoV-2 belirtisi görmediklerini bildirdiler. Bu da hasarın beyne doğrudan viral bir saldırıdan kaynaklanmadığını gösteriyor. Sonuçlar New England Journal of Medicine'de bir yazışma olarak yayınlandı.  NIH'nin Ulusal Nörolojik Bozukluklar ve İnme Enstitüsü'nde (NINDS) direktör ve çalışmanın kıdemli yazarı, Dr. Avindra Nath, " SARS-CoV-2'den enfeksiyon kapmış hastaların beyinlerinin mikrovasküler kan damarı hasarına duyarlı olabileceğini bulduk. Sonuçlarımız, bunun vücudun virüse karşı enflamatuar tepkisinden kaynaklanabileceğini gösteriyor. Bu sonuçların, daha iyi tedaviler bulabilmemiz için doktorların hastaların karşılaşabileceği tüm sorunları anlamasına yardımcı olacağını umuyoruz " dedi.

COVID-19 öncelikle bir solunum hastalığı olmasına rağmen, hastalar sıklıkla baş ağrısı, deliryum, bilişsel işlev bozukluğu, baş dönmesi, yorgunluk ve koku alma duyusunun kaybı gibi nörolojik problemler yaşarlar. Hastalık ayrıca hastaların felç geçirmesine ve diğer nöropatolojilere neden olabilir. Birkaç çalışma, hastalığın iltihaplanmaya ve kan damarı hasarına neden olabileceğini göstermiştir. Bu çalışmalardan birinde, araştırmacılar bazı hastaların beyinlerinde küçük miktarlarda SARS-CoV-2 olduğuna dair kanıt buldular. Bununla birlikte, bilim adamları hala hastalığın beyni nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyorlar.

Bu çalışmada, araştırmacılar Mart-Temmuz 2020 arasında COVID-19 yaşadıktan sonra ölen 19 hastadan beyin dokusu örneklerinin derinlemesine bir incelemesini yaptılar. Hastaların 16'sına ait örnekler, New York’tan gelirken diğer 3 vaka örneği Iowa City, tarafından sağlandı. Hastalar, 5 ila 73 yaşları arasında geniş bir yaş aralığında öldü. Semptomları bildirdikten sonra birkaç saat ila iki ay içinde öldüler. Birçok hasta, diyabet, obezite ve kardiyovasküler hastalık dâhil olmak üzere bir veya daha fazla risk faktörüne sahipti. Hastalardan sekizi evde veya kamuya açık yerlerde ölü bulundu. Diğer üç hasta aniden öldü.

Başlangıçta, araştırmacılar, her hastadan koku alma ampulleri ve beyin saplarının örneklerini incelemek için, çoğu MRI tarayıcısından 4 ila 10 kat daha hassas olan özel, yüksek güçlü manyetik rezonans görüntüleme (MRI) tarayıcısı kullandılar. Bu bölgelerin COVID-19'a oldukça duyarlı olduğu düşünülmektedir. Olfaktör ampuller koku alma duyumuzu kontrol ederken, beyin sapı nefesimizi ve kalp atış hızımızı kontrol eder. Taramalar, her iki bölgede de hiperintensiteler adı verilen ve genellikle iltihabı gösteren çok sayıda parlak noktaya ve kanamayı temsil eden hipointensite adı verilen koyu lekelere sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar daha sonra bu taramada tespit edilen noktaları mikroskop altında daha yakından incelemek için bir kılavuz olarak kullandılar. Parlak noktaların normalden daha ince kan damarları içerdiğini ve bazen fibrinojen gibi kan proteinlerini beyne sızdırdığını buldular. Bunun bir bağışıklık reaksiyonunu tetiklediği görüldü. Noktalar, kandaki T hücreleri ve beynin mikroglia adı verilen kendi bağışıklık hücreleri ile çevriliydi. Aksine, koyu lekeler hem pıhtılaşmış hem de sızdıran kan damarlarını içeriyordu, ancak bağışıklık tepkisi yoktu.

Dr. Nath, "Tamamen şaşırdık. Başlangıçta oksijen eksikliğinden kaynaklanan hasarı görmeyi bekliyorduk. Bunun yerine, genellikle felçler ve nöroinflamatuar hastalıklarla ilişkili çok odaklı hasar alanları gördük" dedi. Son olarak, araştırmacılar, SARS-CoV-2'den genetik materyal veya proteinleri tespit etmek için çeşitli yöntemler kullansalar bile beyin dokusu örneklerinde herhangi bir enfeksiyon belirtisi tespit edemediler.

Dr. Nath, "Şimdiye kadar, sonuçlarımız, gördüğümüz hasarın doğrudan beyne bulaşan SARS-CoV-2 virüsünden kaynaklanmadığını gösteriyor. Gelecekte, COVID-19'un beynin kan damarlarına nasıl zarar verdiğini ve bunun hastalarda gördüğümüz kısa ve uzun vadeli semptomların bir kısmını üretip üretmediğini incelemeyi planlıyoruz " dedi.

Kaynak: https://medicalxpress.com/


Kategori: COVID-19