Kan testleri, klinik bakımın rutin bir parçası olmasına ve hastane laboratuvarlarının sayısız biyobelirteci ölçebilmesine rağmen, sonuçlar yalnızca belirli zamanlarda ölçümleri gösterir. Sürekli izleme, glikoz ve oksijen gibi yalnızca birkaç analit için mevcuttur. Stanford Üniversitesi'ndeki araştırmacılar da kanda bulunan hemen hemen tüm protein, antikor veya hormonun konsantrasyonlarını sürekli olarak izleyebilen bir cihaz geliştirdiler.

Teknoloji, videonun fotoğrafla yaptığı şeyi, ELISA testlerine (Enzyme-linked Immunosorbent Assay) yapıyor. Analit konsantrasyonlarının eğilimlerini neredeyse gerçek zamanlı olarak görüntülemek için kullanılabilecek sürekli bir anlık görüntü akışı sağlıyor.

"Real-time ELISA (Gerçek Zamanlı ELISA)“ olarak adlandırılan prototip mikro akışkan cihaz, başlangıçta insülin ve glikoz seviyelerini ölçmek için tasarlandı, ancak diğer birçok biyomolekül hedef olarak kullanılabilir. Laboratuvar farelerinde test edilen cihaz, bir damardan kanı besleyen ve mikro akışkan kanallarından geçiren bir iğne kullanır. ELISA kan üzerinde etkinliğini gösterirken bu işlem defalarca tekrarlanır.

Bir ELISA testini aralıksız çalıştırabilmenin püf noktası, birbirine yapışmış iki antikordan oluşan bir "protein sandviçine" bağlıdır. Biri aranan proteini bulur ve ona bağlanır, diğeri ise (fluorescent marker) bağlantı sağlandığında aktif hale gelir. Yüksek hızlı bir kamera kullanarak, “glowing marker” tespit edilebilir ve parlaklığı, numunedeki hedef analit miktarını ölçmek için kullanılabilir.

Stanford ekibi, bu teknolojinin “cytokine storm" gibi olaylar sırasında hastaların yakından takibine yardımcı olabileceğine ve farklı tedavilerin kan kimyası üzerindeki etkisini hızlı bir şekilde görmek için biyomedikal araştırmalara yardımcı olabileceğine inanıyor.

Ekip, cihazın, sepsisin ilerlemesinde rol oynayan önemli bir sitokin olan IL-6'yı ölçebilen başka bir versiyonu üzerinde de çalışıyor. Günümüz koşullarıyla IL-6 testlerinin tamamlanması üç güne kadar uzayabilmekte, ancak sepsis geliştikçe sonuçları beklemiyor.

Araştırma ekibinin lideri Tom Soh, "Sepsiste zaman çok önemli, geçen her saat, hastayı kaybetme olasılığınız yüzde 8 artıyor" dedi. "Hastaların tek bir test için üç günü yok. Bunun hayat kurtarıcı etkileri olabilir.“ diyerek çalışmanın önemine vurgu yaptı.

Kaynak: https://www.medgadget.com/