Migren İlaçlarının İyileştirilmesi

  • 31/01/2023

Migren İlaçlarının İyileştirilmesi

Malmö Üniversitesi'nden araştırmacılar, ağızdaki mukoza zarından kan dolaşımına bir kısayol oluşturarak migren giderici ilaçları iyileştirmenin yolunu buldular.


Migren giderici ilaçlardaki aktif maddelerin hızlı bir şekilde kan dolaşımına salınması esastır. Şu anda piyasada bulunan migren ilacı, vücudun metabolizmasından geçerek ilacın etkinliğini zayıflatır ve rahatlamanın gecikmesine neden olur. Migren giderici ilaçlardaki aktif maddelere triptanlar denir. Bu, triptamin bazlı ilaçların ortak adıdır. Triptanlar, beyindeki ağrı deneyimini yaratan sinyal maddelerinin işlevini engelleyerek serotonin reseptörleri ile reaksiyona girer. Serotonin, sinir sistemindeki en önemli sinyal maddelerinden biridir ve cinsel davranışı, iştahı, uykuyu, dolayısıyla da ağrıyı etkileyebilir.


Düzenli triptan hapları hem mideden hem de metabolizmanın büyük bir kısmının gerçekleştiği karaciğerden geçer. Önceki çalışmalar, triptan dozunun yarısından fazlasının, kan dolaşımına ulaşma şansı bulamadan bu süreçte parçalandığını göstermişti.


Çalışmada Sabrina Valetti ve meslektaşları, tüm triptanlar içinde kalp üzerinde en az toksik etkiye sahip olan eletriptan hidrobromür (EB) ile çalışmaya karar verdiler. Araştırmacılar, EB'nin dilin altında bulunan mukoza yoluyla doğrudan ağızdaki kan damarlarına uygulanma olasılığını araştırdılar.


Biofilms Research Center for Biointerfaces’te projeye liderlik eden Valetti, “Hasta çalışmalarından, maddenin bir etki göstermesi için iki saat içinde kandaki maksimum konsantrasyona ulaşmasının önemli olduğunu biliyoruz. Bu süreden sonra yöntemimizle beklenen EB konsantrasyonunu araştırdık. 3 boyutlu insan hücrelerinde beklenen konsantrasyonun normal migren haplarının sağladığından daha yüksek olduğunu gördük. Bu aynı zamanda domuz mukozası için de geçerliydi, ancak yalnızca pH değeri yükseltilirse.” dedi.


İnsan vücudu, pH değişimlerini geçici olarak düzenlemek ve dengelemek için bir sisteme sahiptir. Araştırmacılar, pH değerinin 6,8'den 10,4'e yükseltildiği dört saatlik bir süre boyunca mukoza üzerinde hiçbir toksik etki bulamadılar. Ancak bu deneyimin ağızda nahoş olup olmadığını henüz belirleyemediler.


Mukoza zarının, vücudu çeşitli dış saldırılardan korumak için tasarlanmış kalın bir doku bariyerine sahip olması, araştırmacılara zorlu bir görev sundu. 2022 sonbaharında araştırmacılar, bariyer etkisini daha iyi anlamak için domuz mukozasında önemli bir rol oynadığına inanılan lipitlerin ayrıntılarını inceleyen testler gerçekleştirdi. Bu çalışmanın sonuçları 2023 baharında yayınlanacak.

Kaynak: healtheuropa.eu


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM