Lund Üniversitesi'nden araştırmacılar, kalpteki kan damarlarının daralmasının daha önce hamilelik komplikasyonlarından etkilenen kadınlarda daha yaygın olduğunu buldular.

Bazı gebelik komplikasyonlarının kalp hastalığı riskini artırabileceği iyi anlaşılmıştır. Ancak damar sertliği ve gebelik arasındaki ilişki geniş çaplı bir araştırmaya konu olmamıştı.

Lund Üniversitesi'nde klinik epidemiyoloji profesörü olan Simon Timpka, “Sonuçlarımız, korelasyonun beklenen kardiyovasküler hastalık riski düşük olan kadınlar arasında bile var olduğunu gösteriyor. Çalışma, hamilelik komplikasyonları olan kadınların hamilelikten sonra sağlık uzmanları tarafından nasıl takip edilmesi gerektiğini anlamada yapbozun önemli bir parçası.” dedi.

Araştırmacılar, Ulusal Tıbbi Doğum Kayıt Defterinden 10.528 kadının verilerini analiz ettiler. İlgili kadınlar daha sonra 50 ila 65 yaşları arasında İsveç Kardiyopulmoner biyo-görüntü çalışmasına (SCAPIS) katıldı. Her katılımcıya, kan damarlarının kalsifikasyonunu ve daralmasını ve diğer kalp hastalığı belirtilerini tespit etmek için koroner arterlerinin BT taraması yapıldı. Araştırmacılar, katılımcının geçmişini gebelikte sık görülen beş komplikasyonla ilişkili olarak inceleyerek kalp hastalığı belirtilerini değerlendirdi: preeklampsi, gebelik sırasında yüksek tansiyon, erken doğum, gebelik diyabeti ve gebelik yaşına göre küçük doğan bebekler.

Gebelik komplikasyonları yaşayan kadınların koroner arterlerinde görünür ateroskleroz oranı, gebelikte komplikasyon yaşamayan kadınlara kıyasla %4 daha yüksekti (%28'e karşı %32). En yüksek risk, hamilelik sırasında preeklampsi ve gestasyonel hipertansiyondan muzdarip olan kadınlarda bulundu. Gebelik komplikasyonları yaşamamış kadınların sadece %2'sinde koroner arterlerde daralma görülürken, bu oran daha önce preeklampsi veya gebeliğin neden olduğu hipertansiyon yaşayan kadınlarda %5'ti.

Çalışmanın ortak yazarlarından, Linköping Üniversite Hastanesi'nde kardiyolog Sofia Sederholm Lawesson, “Bu kadınların gelecekte koroner kalp hastalığı geliştirme riskini azaltmak için kan basıncı, kan şekeri ve kolesterol gibi risk faktörlerini düzenli olarak kontrol etmeleri önemlidir.” dedi.

Araştırmacılar, bu semptomların uzun vadeli etkisine ilişkin geniş çaplı çalışmaların olmamasının, ciddiyetini tam olarak anlamayı zorlaştırdığını eklediler.

Kaynak: healtheuropa.eu