Biogen Inc.'deki araştırmacılar tarafından yürütülen çok kurumlu bir çalışma, yüksek etkilere sahip nadir protein kodlama varyantları aracılığıyla, yetişkin bilişsel işleviyle bağlantılı sekiz gen tanımladı. Ekipler, Nature Genetics'te yayınlanan “Yetişkin Bilişsel İşlevi Üzerindeki Nadir Protein Kodlama Genetik Varyasyonunun Etkisi" başlıklı makalelerinde, bilişsel işlev için nadir görülen genetik mimarinin nörogelişimsel bozukluklarla kısmen örtüştüğünü detaylandırıyor.

Ekip, 454.787 UK Biobank katılımcısından alınan ekzom dizileme ve genom çapında genotipleme verilerini bilişsel işlev ölçümleriyle analiz etti. Analiz, bilişsel işlevin, nadir protein kodlayan varyantların ekzom çapındaki yükünden güçlü bir şekilde etkilendiğini buldu. ADGRB2, KDM5B, GIGYF1, ANKRD12, SLC8A1, RC3H2, CACNA1A ve BCAS3 olmak üzere yetişkin bilişsel fenotipleriyle ilişkili sekiz gen tanımlandı.

Araştırmacılar, yetişkin bilişsel işlevinin üç yaklaşımının genetik temelini incelemeyi seçtiler: Eğitim başarısı (EDU), tepki süresi (RT) ve sözel-sayısal akıl yürütme (VNR). EDU, yıllarca süren eğitimden elde edilir, RT, işlem hızını ölçen bir dijital teste dayanır ve VNR, anketlere dayalı genel bir bilişsel işlev testidir.

ADGRB2 geninin ifadesi, EDU ile en yüksek ilişkiye sahipti, ancak RT veya VNR ile hiçbir ilişkisi yoktu. ADGRB2'yi EDU'da GIGYF1 ve KDM5B izledi. KDM5B, RT ile güçlü bir şekilde ilişkili olan tek ifadeydi. VNR, ADGRB2 hariç tanımlanmış gen ifadelerinin bir karışımıydı. KDM5B, çalışılan üç bilişsel işlev fenotipiyle güçlü bir şekilde ilişkili olan tek gendi. Ayrıca, el kavrama kuvveti de dahil olmak üzere kas işleviyle ilgili 16 önemli ilişki daha gösterdi; bu, iyi bir ilk izlenim bırakmak için sağlam bir el sıkışma tavsiyesinin bazı nörobiyolojik temelleri olabileceğini düşündürüyor.

İnsan bilişinin hassas yüksek tel eyleminde, denge ve ölçülülük anahtardır. Bilgiyi deşifre etme yeteneğini etkileyen entelektüel gelişim bozuklukları, daha yüksek KDM5B ekspresyon seviyeleri ile ilişkilendirilmiştir. KDM5B etkileri miktara bağlı olduğundan, potansiyel olarak ideal bir ilaç hedefi oluştururlar ve terapötik müdahalelerin gelişimini bilgilendirebilirler. KDM5B şu anda kanser tedavisi için preklinik geliştirmede inhibe edici moleküllerle hedefleniyor. Mevcut bulgulara dayanarak, gelecekteki araştırmalar, bilişsel fenotipleri geliştirme potansiyelini keşfedebilir.

Kaynak: medicalxpress.com