17/05/2024
Faj Terapisi Tasarımına Yeni Bakış Açıları
Pittsburgh Üniversitesi ve Yale Üniversitesi'nden işbirlikçilerinin yer aldığı ve PLOS Biyoloji dergisinde yayınlanan Dartmouth liderliğindeki yeni bir çalışmanın sonuçları, kistik fibroz (KF) gibi hastalıkların tedavisinde bakteriyofaj (faj) tedavisinin terapötik potansiyeline dair yeni bilgiler sağlıyor.
Akciğerlerde yapışkan, kalın mukus birikmesine neden olan ve kalıtsal bir hastalık olan KF'li kişileri tedavi etmenin en büyük zorluğu, hastalığın neden olduğu, solunum yetmezliğine ve ölüme yol açabilen kalıcı enfeksiyonlardır.
Jennifer Bomberger şöyle açıklıyor: “KF'de akciğer fonksiyonunda en fazla düşüşe neden olan patojenlerden biri olan Pseudomonas aeruginosa gibi fırsatçı patojenler antibiyotiklere karşı giderek daha dirençli hale geldi, bu nedenle bu enfeksiyonları tedavi etme konusunda yaratıcı düşünmemiz gerekiyor.” PhD Paula Zamora,”"Onlarca yıl önce geliştirilen faj terapisi, tedavisi zor enfeksiyonlara karşı bir antimikrobiyal olarak Doğu Avrupa'da başarı gördü ve ABD'de Acil Kullanım İzinleri aracılığıyla klinik deneylerde ve insanlarda giderek daha fazla kullanılıyor.” diyor. Zamora şöyle devam ediyor: “Bakterileri öldürmek için virüsleri kullanan faj terapisinin avantajlarından biri, tekrar tekrar verilmesi gereken antibiyotiklerin aksine, kendi kendini çoğaltma mekanizmasına sahip olmasıdır. Fajlar bakterilere bağlanarak ve onların genetik materyalini enjekte ederek çoğalabiliyor; fajlar daha fazla faj ürettikçe daha fazla bakteri öldürüyor.”
Faj terapisinin az sayıda yan etkiyle nispeten güvenli olduğu düşünülürken, fajlar ile insan solunum yolunun epitel hücreleri arasındaki etkileşimlerle ilgili bilgide önemli boşluklar var olmaya devam etmektedir.
Bomberger, “Terapötik bir etki yaratmak için sıklıkla çok yüksek dozda fajlara ihtiyaç duyulduğundan, şunu merak ettik: Ev sahibi hücreler bu fajları tespit ediyor mu ve endişelenmemiz gereken bir inflamatuar yanıt mı yaratıyorlar?” diyor.
Bunu öğrenmek için araştırmacılar Pitt ve Yale'deki araştırmacılarla bir araya geldi. Solunum epitel hücrelerinin terapötik fajları algıladığını ve onlara yanıt verdiğini ve fajlar ile epitel hücreleri arasındaki etkileşimlerin doğası gereği heterojen olduğunu, yani belirli faj özelliklerine ve ayrıca solunum yolu mikro ortamının fizyokimyasal özelliklerine bağlı olduklarını belirlediler.
Zamora, “Araştırmamız aynı zamanda fajlara karşı bağışıklık tepkilerinin, bireysel bazda faj tedavisinin etkinliğini artırmak için kullanılabileceğini gösteriyor. Bulgularımızın fajların insan konakçı üzerindeki etkilerini inceleyen daha fazla çalışmanın önünü açacağını umuyoruz.” diyor.
- Kaynak:www.sciencedaily.com
- Kategori:BİLİMSEL GÜNDEM