Düşük Gelirli Ülkelerde Kızamık Salgınlarıyla Yetersiz Beslenmenin Bağlantısı

2022 yılında dünya genelinde kızamık nedeniyle tahmini 136.200 ölüm gerçekleşti ve bu ölümler çoğunlukla 5 yaş altı çocukları etkiledi. Küresel kızamık vakalarının sayısı 2000-2016 yılları arasında azaldı, ardından 2018'de kısmen pandemi ve yetersiz aşılama nedeniyle veriler tersine döndü.

UC Berkeley Halk Sağlığı Okulu, McGill Üniversitesi ve Pretoria Üniversitesi'ndeki araştırmacıların iş birliğiyle Vaccine'de yayınlanan yeni bir çalışma, yetersiz beslenmenin düşük ve orta gelirli ülkelerdeki kızamık salgınlarında, hatta aşılanmış çocuklarda bile önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Araştırma ayrıca yetersiz beslenmenin aşı korumasının uzun ömürlülüğünü etkileyebileceğini de ortaya koyuyor.

UC Berkeley Halk Sağlığı Okulu'ndaki Çevresel Araştırma ve Toplum Sağlığı Merkezi müdürü Profesör Brenda Eskenazi, “Sonuçlarımız, çocuklarda yetersiz beslenmenin, bağışıklık sisteminin belirli aşı türlerine etkili bir yanıt verme yeteneğini tehlikeye atarak aşıların etkinliği üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor.” diyor.

Çalışma, Güney Afrika'da 5 yaşına kadar tam aşılanmış 621 çocuğu takip etti ve hepsi Venda Anneler, Bebekler ve Çevre Sağlık İncelemesi (VHEMBE) doğum kohortunun bir parçasıydı. Üç buçuk yaşında kısa olan veya herhangi bir büyüme geriliği belirtisi gösteren çocuklarda, normal büyüme gösteren çocuklara kıyasla sırasıyla %24,1 veya %27,2 daha düşük kızamık antikor seviyesi görüldü.

Eskenazi, “Tetanos aşısı gibi bazı aşılar için verilerimiz, yetersiz beslenmenin olumsuz etkilerinden bazılarının cinsiyete özgü olabileceğini ve kızların erkeklerden daha az korunma olasılığının olduğunu gösteriyor. Ayrıca, başlangıçta yeterli bir tepki gelişmiş olsa bile, yetersiz beslenen bir çocuk uzun vadeli korumayı sürdüremeyebilir. Verilerimiz, yetersiz beslenen çocukların tam aşılansalar bile yeterli şekilde korunamayabileceğini gösterdiğinden, dünya çapındaki çocuklarda yetersiz beslenme sorununu da ele almalıyız. Bu, özellikle iklim değişikliği ve gelecekte yeni bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkma olasılığı açısından önemlidir.” dedi.