Bristol Üniversitesi Anti-Diyabetik İlaçların Beyin Kanseri Riskini Azaltabileceğini Söylüyor

  • 29/02/2024

Bristol Üniversitesi Anti-Diyabetik İlaçların Beyin Kanseri Riskini Azaltabileceğini Söylüyor

Bristol Üniversitesi'nden araştırmacılar, bazı anti-diyabetik ilaçların uzun süreli kullanımı ile birincil ve ikincil beyin kanseri riskinin azalması arasında potansiyel bir bağlantıyı ortaya çıkardı. Yakın zamanda BMJ Open'da yayınlanan çalışma, glitazonlar olarak bilinen anti-diyabetik ilaçların beyin tümörlerinin gelişimini hafifletmedeki rolüne ışık tutuyor ve kanser tedavisinde yeni önleyici stratejiler için umut sunuyor.


Nöropatoloji Profesörü ve Bristol Üniversitesi Beyin Tümörü Araştırma Merkezi Başkanı, çalışmanın yazarı Kathirda Kurian şunları açıkladı: “Anti-diyabetik ilaçlar olan glitazonlar potansiyel olarak bir diyabetik ve diğer hastalarda primer beyin tümörlerini ve beyin metastazını önleyen bir yol. Araştırmamız aynı zamanda glioma gibi birincil beyin tümörlerinin gelişimini engelleyen yolları daha iyi anlamak için de kullanılabilir.”


PPAR-a agonistleri (fibratlar) ve PPARy agonistleri olarak da bilinen glitazonlar, insülin duyarlılığını artırma yeteneklerinden dolayı uzun süredir diyabet tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bu yeni araştırma, bu ilaçların glisemik kontrolün ötesinde daha geniş bir uygulama alanına sahip olduğunu öne sürüyor. Çalışma, kanser hastalarında, özellikle de ikincil tümör riski yüksek olanlarda, beyin metastazını önlemek için glitazonların yeniden kullanılması olasılığına işaret ediyor.


Araştırma ekibi, Birleşik Krallık GP veritabanı Klinik Uygulama Araştırma Veri Bağlantısından (CPRD) 2000'den 2016'ya kadar birinci basamak bakım kayıtlarını inceledi. Bu veritabanı, Birleşik Krallık çapında 670'den fazla muayenehanedeki 2.000'den fazla pratisyen hekimden alınan bilgileri içermekte.


Çeşitli beyin tümörleri olan 7.000'den fazla kişiden elde edilen verileri analiz ederek, diyabetik hastalarda uzun süreli glitazon kullanımı ile hem birincil hem de ikincil beyin tümörleri riskinin azalması arasında dikkate değer bir ilişki tespit ettiler. Bu koruyucu etkinin, hiperlipidemi için yaygın olarak reçete edilen başka bir ilaç sınıfı olan fibratlarda gözlenmemesi dikkat çekiciydi.


Bu bulgular umut verici bilgiler sunarken, araştırmacılar gözlemlerini doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Kan şekeri kontrolü ve potansiyel kafa karıştırıcı faktörler hakkında daha kapsamlı bilgi içeren daha büyük veri kümeleri, glitazonlar ile beyin kanseri riskinin azaltılması arasındaki ilişkinin doğrulanması için gereklidir.


Kaynak: healtheuropa.eu


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM