Mutasyonlar Uzun Yaşamın Sırrını Aydınlatıyor

  • 06/09/2018

Mutasyonlar Uzun Yaşamın Sırrını Aydınlatıyor

Dünya çapında, 100 yaşının üzerindeki insan sayısı yarım milyonu geçiyor. İki düzineden fazla genetik değişikliğin keşfi, uzun ve sağlıklı yaşamda en yakın akrabalarımız primatlardan farkımızı ortaya çıkarabilir.

Bir zamanlar yerkürenin üzerinde 50'li yaşlarına ulaşan insan yoktu. Araştırmacılar tipik olarak, meyve sinekleri veya nematodlar gibi kısa ömürlü organizma gruplarını karşılaştırarak yaşlanmanın genetiğini inceler. Genetik olarak bize en yakın olan canlı türü primatlarla aramızdaki tüm farklar, %1.2'lik oranla ortaya çıkıyor. İnsanlar ve makakların ataları, yaklaşık 30 milyon yıl önce ayrı yollara gitti. Ancak, her birimizin yaşayabileceği süre içerisinde üç kat fark var. Primatların bazılarında 60 yaşına ulaşmak nadir karşılaşılan bir durum olduğu biliniyor. Dolayısıyla insanoğlu genetik mutasyonlar yoluyla 100 yaşını aşmayı başarmış görülüyor. Günümüzde dünya çapında 100 yaşının üzerine çıkan yarım milyonu aşkın kişi yaşıyor.Yaşam Oranı Teorisi, hayvanlar krallığındaki bazı farklılıkları açıklamaya, metabolik hızlarla hücresel yaşlanma bağlantısını açıklamaya çalışıyor.

Yaşam Oranı Teorisi'nden sonra bir diğer açıklama da “pleiotropik hipotez” olarak bilinen Amerikalı biyolog George C. Williams tarafından geliştirilen bir teori ile karşımıza çıkıyor. Bu teorem, birçok fiziksel özelliği belirleyen genler olan “pleiotropi” genlerine dayanıyor. Williams'a göre bir gen üreme çağına kadar gelebiliyorsa bir organizmanın genel yaşam süresini uzatmaya yardımcı olur. Henüz kesinliği kanıtlanmamış hipotezleri doğru varsaymak bizi yanlışa götürebilir zira yaşam çok karmaşıktır. Ömrümüzü uzatan fiziksel çevre, bilimsel gelişmeler gibi diğer nedenleri de göz önünde bulundurmak zorundayız. 

İspanya'daki Evrimsel Biyoloji Enstitüsü'nden araştırmacılar tarafından yönetilen bir ekip, farklı primat türleri arasındaki mutasyonları avlayarak, bize avantaj sağlayan genler hakkında daha fazla şey öğrenip öğrenemeyeceğini görmeye çalışıyor. Genler arasındaki istatistiki ilişkileri inceleyen ekip, üç primat türünün tıpkı insanlar gibi gün geçtikçe daha uzun ömre sahip olduklarını tespit ettiler. Bu durum bize primatlar arasında da farklılıkların göründüğünü gösteriyor.  Primatların uzun ömürlü olmaya başlayan türünde, ayrı ayrı gelişen 25 farklı mutasyon tespit edildi. Araştırmacılardan Arcadi Navarro, “Tespit edilen bu genlerin yaşam süresini uzatmaya yardımcı olduklarına dair çok net kanıtlar var” diyor. Öte yandan bu genler aynı zamanda yaraların iyileşmesinde ve kanın pıhtılaşmasında rol oynayan süreçle de ilişkili. 

Primatlar üzerinde yapılan çalışmalar, insanlar dahil yaşam süreleri uzayan diğer bütün türlerin sıralarını aydınlatmaya yardımcı olabilirler. Bu mekanizmalar Williams'ın pleiotropik hipotezine destek verir nitelikte alacakaranlık yıllarımızı ve ilk başta olgunluğa ulaşmamızı aydınlatıyor. Listeye daha fazla primat genomu eklemek ve belki de her bir türdeki bireyleri hesaba katmak, bu faktörlerin yaşlanma sürecinde oynadığı rolün doğrulanmasına ve hatta daha fazla açıklanmasına yardımcı olabilir. 25 gen, elbette tüm hikayenin tamamı değil. Ekipler çalışmaya ve hayatımızın en büyük sırlarından birisi olan yaşam süresini aydınlatmak için araştırmalar yapmaya devam ediyorlar. Bu araştırma Moleküler Biyoloji ve Evrim'de yayınlandı.

Kaynak: https://www.sciencealert.com/25-genetic-mutations-giving-primates-longer-lives

Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM