Nöroblastoma Araştırması Daha Kesin Prognozların Kilidini Açabilir

  • 16/04/2024

Nöroblastoma Araştırması Daha Kesin Prognozların Kilidini Açabilir

Yeni bir nöroblastoma çalışması, farklı prognozlara ve terapilere karşı hassasiyete sahip yeni alt gruplar tanımladı. Araştırmacılar nöroblastomda daha doğru prognozu ve daha iyi hedeflenmiş tedavileri sağlayabilecek yeni varyasyonlar belirlediler. Çalışma, nöroblastomun en yaygın tipinin, her biri farklı genetik özelliklere, beklenen sonuçlara ve en etkili tedavilere ışık tutan ayırt edici özelliklere sahip üç yeni alt grubunu ortaya çıkardı.


Makalenin kıdemli yazarlarından Southampton Üniversitesi'nden Dr Yihua Wang şunları söyledi: “Bu araştırma, MYCN amplifiye olmayan nöroblastomları anlamamızda çok önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor. Sonuçlar çarpıcı. Bu tür nöroblastomlar, her biri benzersiz prognostik çıkarımlar ve araştırma amaçlı tedavilere karşı değişen hassasiyetler gösteren üç farklı alt gruba ayrılabilir.”


İngiltere'de her yıl yaklaşık 100 çocuğa nöroblastom tanısı konuluyor. Bu, nöroblast adı verilen bir tür sinir hücresinde başlayan bir kanserdir. Nöroblastom karın, göğüs, boyun veya pelviste ortaya çıkabilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Hastalığın genel prognozu kötüdür.


Bazı tümörlerin kendiliğinden gerilemesi ve bazılarının tedaviye dirençli olması nedeniyle kanserin iyileşme olasılığı büyük ölçüde değişmektedir. Riskin temel göstergelerinden biri, tümörlerde bu tür genlerin çok fazla olduğu MYCN adı verilen bir genin amplifikasyonudur. Bu, vakaların yaklaşık %20'sinde meydana gelir ve yüksek riskli nöroblastomların yaklaşık %40'ını oluşturur.


Southampton Üniversitesi ve Çin'den gelen ekip, bu vakalardaki sonuçların çeşitliliğini anlamak için MYCN geninin çoğaltılmadığı vakalar hakkında daha fazla bilgi edinmek istedi. Ekip, Gene Expression Omnibus ve ArrayExpress'ten elde edilen 16 farklı veri kümesinden 1.500'den fazla biyopsi örneğini analiz etmek için ileri analitik teknikler kullandı. Bundan yola çıkıp, transkripsiyonel imzalara dayanarak bu MYCN çoğaltılmamış vakalarının üç farklı alt tipini belirlediler.


İlk alt grup, MYCN amplifiye olmayan vakaların yaklaşık yarısını oluşturuyor ve en iyi prognoza sahip. Bazı vakalar klinik olarak yüksek riskli olarak sınıflandırılmasına rağmen bu grubun uzun süreli hayatta kalma oranı %85'in üzerinde. MYCN amplifikasyonu olmayan vakaların dörtte birini oluşturan Alt grup 2, %50'lik uzun vadeli hayatta kalma oranıyla en kötü sonuçları sergiledi. İlginç bir şekilde bu alt grup, MYCN amplifikasyonu olan vakalara benzer bir genetik profili paylaşıyordu.


Araştırmacılar, Aurora Kinaz A (AURKA) proteininin diğer alt gruplara göre önemli ölçüde daha yüksek ekspresyon seviyelerini belirlediler. Sonraki inceleme, AURKA mRNA seviyelerinin tek başına genel hayatta kalmanın bir göstergesi olabileceğini ortaya çıkardı. Bu, bu alt gruptaki hastalar için AURKA inhibitör tedavisinin potansiyel faydalarını gösteriyor.


Buna karşılık, MYCN amplifiye edilmemiş vakalarının diğer dörtte birini oluşturan Alt Grup 3, bağışıklık hücrelerinde artan aktivite ile karakterize edilen 'iltihaplı' bir gen imzası sergiledi. Daha ileri analizler, bu alt gruptaki hastaların immünoterapiye artmış yanıt verebildiğini gösteriyor.


Dr. Wang sözlerini şöyle tamamladı: "Bu araştırma, nöroblastomaların tedavisinde kişiselleştirilmiş tıp için yeni yollar açıyor. Transkripsiyonel alt tiplendirmeden yararlanarak, artık daha kesin prognoz sunabilecek ve MYCN amplifiye edilmemiş nöroblastomlu hastalar için tedavileri buna göre uyarlayabilecek donanıma sahibiz, bu da potansiyel olarak sonuçları ve yaşam kalitesini iyileştiriyor.”


Kaynak: healtheuropa.eu


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM