ABD’de UT Southwestern Medical Center’dan araştırmacıların geliştirdiği aşı, sentetik polimer nano parçacık içinde tümör proteinlerinden oluşuyor. 

Kişinin bağışıklık sistemini tetikleyen nanopartikül aşılar, bağışıklık sistemini harekete geçiren çok küçük parçacıkları serbest bırakıyor. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar nano aşının birçok tümör tipinde kanser karşıtı etkisi olduğunu gösterdi. Tümör antijenlerini bağışıklık hücrelerine kesin olarak ulaştırabilen tek polimer bileşimin sayesinde özellikle güvenli ve güçlü biçimde kanser hücrelerini öldüren T hücrelerinin üretimi sağlanıyor. 

Kanser immünoterapisinde başka aşı teknolojileride kullanılıyor ancak bunların canlı bakteri veya çoklu biyolojik uyarıcı içermesi karmaşıklığa bu karmaşıklıkta ürünün pahalı olmasına ayrıca bazı durumlarda hastalarda bağışıklığa ilişkin zehirlenmelere yol açıyor. Araştırmacılar, tipik aşıların bir ‘’depo sisteminde’’ tümör antijenlerini bulmak amacıyla bağışıklık hücrelerine ihtiyaç duyduğunu ve daha sonra T hücrelerinin etkin hale gelmesi için lenfli organlara gittiğini ancak nano parçacık aşıların tümöre özgü bağışıklık cevabını harekete geçirmek için doğrudan lenf noktalarına ilerlediğini vurguladılar. 

Bilim adamlarının çalışmasında nano aşı, vücudun bağışıklık savunmasını tetikleyen,  STING adı verilen ‘’uyumlu’’ proteini harekete geçiriyor. Araştırmada, melanom, kalın bağırsak kanseri, HPV’ye bağlı rahim ağzı kanserleri, baş, boğaz ve anogenital bölgelerdeki farklı tümör modellerini fareler üzerinde deneyen bilim adamları birçok vakada nano aşının tümörün büyümesini yavaşlattığını ve yaşam süresini uzattığını belirledi. İmmünoloji ve nanoteknoloji uzmanlarının işbirliği yeni nesil nano aşıların hızlı geliştirilmesi konusunda kritik önem taşıyor.  Nano aşıların radyasyon ya da ‘’kontrol noktası inhibitörü’’ gibi başka immünoterapi stratejileriyle birleştirilmesi tümörle mücadele etkisini artırabilir. 

Kaynak : Nature Nanotechnology