Laboratuvarda Geliştirilen Retinalar ile Renkli Görme Mekanizması Araştırılıyor

  • 13/10/2018

Laboratuvarda Geliştirilen Retinalar ile Renkli Görme Mekanizması Araştırılıyor

John Hopkins Üniversitesi’nden bilim insanları laboratuvar ortamında kök hücreden organoidler geliştirerek göz küresi gelişimini ve renk körlüğü gibi hastalıklar için tedavi yöntemlerini araştırıyorlar.

Araştırmacılar üç renkli görme yeteneğimizi anlayabilmek için CRISPR tekniğini kullanarak kök hücrelerden göz küresi parçaları ve retina dokusu ürettiler. Araştırmayı yürüten Kiara Eldred, çalışmanın hedefinin anne karnından itibaren insan gözünün gelişimini izlemek ve anomalilerin sebeplerini tespit etmek olduğunu söylüyor. Örneğin renk körlüğü, sadece insanlarda değil birçok farklı türdeki memelide de karşılaşılan bir sorun. Fakat trikromatik yani üç renkli görme yeteneği (mavi, kırmızı ve yeşil) bizi diğer memelilerden ayıran bir özelliğimiz.

Laboratuvardaki deneylerde üretilen organoidlerde öncelikle maviyi ayırt eden hücrelerin geliştiği, kırmızı ve yeşil renkleri ayırt eden hücrelerin daha sonra geliştiği görüldü. Önceki araştırmalar bu farklılaşmayı ve aradaki geçişi tiroid hormonunun sağladığını düşündürüyor. CRISPR teknolojisiyle organoid hücreleri tiroid hormunundan ayrıştırıldıklarında, sadece mavi rengi ayırd eden hücrelerin geliştiği ve diğerlerinin gelişmediği gözlendi. Tiroid hormonu mevcut iken ise her üç rengi de algılayan hücreler gelişimlerini tamamladı. Tiroid hormonunun bu süreçte anahtar bir molekül olarak tespiti, erken doğan ve dolayısıyla daha az tiroid hormununa maruz kalan bebeklerin görme bozuklukları yaşaması olasılıklarının daha yüksek olmasını da açıklıyor.

Çalışmanın sonraki adımlarında bilim insanları, trikromatik görme mekanizması hakkında daha fazla bilgi edinmeyi ve retinanın diğer bölgelerinin gelişimini anlamayı hedefliyorlar. 

Organoidler insan vücudundaki organların birebir kopyası değiller, ancak son beş yılda organoidlerle yapılan çalışmalarda büyük ilerlemeler sağlandı. Şimdiye kadar laboratuvar ortamında üretilen hücre ve doku parçalarıyla minyatür ve basitleştirilmiş beyin hücreleri, bağırsaklar ve diğer organ sistemleri oluşturulabildi. Bu sayede gelişimsel biyoloji, patofizyoloji ve hastalıklara yönelik tedavi çalışmaları çok farklı bir boyuta taşındı.

Kaynak: https://www.cnet.com/news

Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM