Houston Metodist Nöroloji Enstitüsü'nde araştırmacılar, gönüllü bir hastada glioblastoma tümörünü başarılı bir şekilde küçültmek için manyetik alan oluşturan ve bunu kullanan bir cihaz geliştirdiler. Cihaz tedavi sırasında her gün başa takılıyor ve kanser hücrelerindeki biyokimyasal süreçleri bozmak için salınımlı bir manyetik alan kullanıyor. Teknik henüz emekleme aşamasındayken, bu özel cihaz tipinin insanda yapılan ilk testi umut vaat ediyor ve yeni bir non-invaziv tedavi modalitesindeki ilk adımların habercisi niteliğinde.

Glioblastoma, prognozu çok kötü olan ve neredeyse her zaman ölümcül olan bir beyin kanseri. Bu hasta popülasyonu için prognozu iyileştirebilecek yeni tedavilere ihtiyaç var. En son teknoloji, tümörleri küçültmek için salınımlı bir manyetik alan kullanıyor ve glioblastomda işe yarıyor.

Bir manyetik alanın kanser hücrelerini öldürmesi garip görünebilir. Bu özel cihaz için, bunun mitokondriyal solunum sırasında elektron taşınmasının bozulmasıyla meydana geldiği ve reaktif oksijen türlerinde bir artışa ve nihayetinde kanser hücresi ölümüne yol açtığı düşünülmekte. Kanser hücreleri sağlıklı hücrelere göre metabolik olarak daha aktif olma eğiliminde olduklarından, salınan manyetik alanlar tümörler için basit bir seçicilik sergileyebiliyor.

Manyetik alanlar, tedavinin bir glioblastoma tümörünün yakınında lokalize edilmesini sağlamaya yardımcı olan ve aynı zamanda hastaların tedaviyi evde kendilerinin uygulayabileceği anlamına gelen giyilebilir bir kulaklık aracılığıyla uygulanabiliyor. Cihaz, bir kaska bağlı üç osilatörden oluşuyor. Yeni cihazın insanda yapılan bu ilk testinde 53 yaşındaki bir glioblastoma hastası cihazı düzenli olarak kullandı. Ne yazık ki, hasta ilgisiz bir yaralanma nedeniyle bir aylık tedaviden sonra öldü. Ailesi, araştırmacıların tedavinin ne kadar etkili olduğunu keşfedebilmeleri için bir otopsi yapılmasını nazikçe kabul etti.

Araştırmaya katılan bir araştırmacı olan David S. Baskin, “Bu hastanın ve ailesinin cesareti sayesinde, dünyadaki ilk glioblastoma için invaziv olmayan tedavinin potansiyel etkinliğini test edip doğrulayabildik. Ailenin, sevdiklerinin zamansız ölümünden sonra otopsi yapılmasına izin verme konusundaki cömert anlaşması, bu potansiyel olarak güçlü terapinin daha fazla araştırılmasına ve geliştirilmesine paha biçilmez bir katkı yaptı.” açıklamasında bulundu.

Şaşırtıcı bir şekilde, araştırmacılar, tedavinin tümörü %31 oranında küçülttüğünü ve bunun glioblastoma hastaları için uygulanabilir bir non-invaziv tedavi seçeneği olabileceğini düşündürdü. Baskin, “Beyin kanserini radyasyon tedavisi veya kemoterapi olmadan tedavi ettiğinizi hayal edin. Laboratuvardaki sonuçlarımız ve bu hastayla birlikte beyin kanseri için yeni bir non-invaziv - toksik olmayan tedavi dünyasının kapılarını aralıyor ve gelecek için birçok heyecan verici olasılık var.” diye ekledi.

Kaynak: https://www.medgadget.com/