California San Diego Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, beyin içinde çalışırken daha güvenli ultrason tedavisi sağlamayı amaçlayan bir ultrason dönüştürücüsü yarattılar. Ultrason, epilepsi de dahil olmak üzere beyinden kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar için önemli terapötik potansiyele sahip ve bir sonraki seviye sonogenetik, beyindeki çeşitli hücre tiplerini hedefleyerek onları ultrasona duyarlı hale getirmeyi içeriyor. Bununla birlikte, mevcut ultrason cihazları, kafatasının içinde sıçrayabilen ve potansiyel olarak yaralanmaya neden olabilen odaklanmış dalgalar kullanıyor. Bu en son teknoloji, ultrasonla benzer bir etki yaratmak için konser salonlarında ses difüzyonunu sağlayan matematiği kullanıyor, böylece, potansiyel olarak kraniyal uygulamalar için tekniğin faydasını ve güvenliğini arttırıyor.

Epilepsi gibi kafatasından kaynaklanan durumları tedavi etmek için ultrason kullanmanın zor olduğu kanıtlanmıştı. Tipik olarak yerleştirilen yüksek yoğunluklu odaklanmış dalgalar, kafatasının içinde sıçrama eğilimi gösteriyor ve bu da bazı bölgelerin gereken enerji paylarından daha fazlasını almasına neden oluyor. Bu, tedavinin etkinliğini etkileyebiliyor, ancak aşırı ısınma ve kanama gibi kabul edilemez yan etkilere de yol açabiliyor.

Bu tür odaklanmış ultrason dalgalarının ardındaki fikir, beynin tedavi edilen bölgesine bir özgüllük ölçüsü getirmektir. Bununla birlikte, başka bir yaklaşım, beynin daha geniş alanlarını güvenli olan yaygın ultrason dalgalarıyla yıkamayı içeriyor. Hedefleme özgüllüğü, belirli hücre tiplerine genetik değişiklikler getiren ve onları ultrasona daha duyarlı hale getiren hedefli ajanların uygulanması gibi başka bir yolla oluşturulabiliyor. Bu, sonogenetik olarak biliniyor ve bu son teknoloji, onu klinik gerçekliğe bir adım daha yaklaştırabilir.

Araştırmacılar, yaygın ultrason dalgalarını güvenilir bir şekilde oluşturabilen bir cihaz yarattılar. Bunu, bir ultrason dönüştürücüsü üzerine özel olarak tasarlanmış bir mikro ölçekli difüzör yerleştirerek başardılar. Difüzör, sesi yaymak için matematiksel modeller kullanılarak oluşturulan bir Schroeder difüzörüne dayanıyordu. Bu tür konseptler konser salonları tasarlamak için kullanılıyor ve çalınan müziğin sesinin dinleyicilerin her biri tarafından eşit olarak duyulmasını sağlıyor.

Şimdiye kadar araştırmacılar, cihazı, sese duyarlı bir iyon kanalını ifade etmek için tasarlanmış hücreler üzerinde test ettiler ve difüzör kullanıldığında çok daha yüksek hücre aktivasyon seviyeleri gördüler. Ayrıca farelerde yapılan test sonucuna göre kafatasında tek tip bir akustik alan oluşturduğunu gözlemlediler.

Kaynak: https://www.medgadget.com/