Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görme engellilere görüş kabileyeti sağlayacak yeni bir beyin implantı testlerine başlanıyor.
Laboratuvar testlerinde beyin ile etkileşimde bulunarak felçli hastaların robot kolları kullanmasını ya da körlerin bazı ışıklı noktalar görmesini sağlayan implantlar büyük potensiyel gösterse de, zamanla dokularda oluşan yaralar beyin ile iletişimi giderek bozuyor. Gelecek ay maymunlar üzerinde testleri başlayacak olan yeni bir implant ile bu sorunun aşılması ve körler için yeniden görme yeteneği sağlanması bekleniyor.

Harvard Üniversitesi araştırmacıları yeni bir implantı beynin içine yerleştirmek yerine kafatasının altına ama beynin üst yüzeyine yerleştirecekler. Saç tellerine benzeyen sarmallarla mikroskobik boyutta bobinlerden oluşan cihaz, güçlü manyetik alanlar üreterek altında bulunan beyin dokusunda elektiriksel aktiviteler oluşturuyor. Cihaz ayrıca beyin dokusunun içine yerleştirilerek de test edilecek.

Cihaz maymunların görsel korteksini uyarmakta kullanılarak normalde gözler tarafından tetiklenen sinyalleri üretecek, - böylece göz girdisi olmadan görme duyusu yaratılmış olacak. Daha ileride implantın bir kameradan aldığı görüntüleri beyin aktivitelerine dönüştürmesi bekleniyor. Elektrik akımlarının aksine manyatik alanların etkisi etraflarındaki dokularla engellenmediği için, bobinlerin etkisinin geleneksel elektrodlardaki gibi zamanla azalması beklenmiyor.

BRAIN insiyatifi tarafından desteklenen ve üç yıldır devam eden projedeki araştırmacılar deneyin sonunda maymunların açık-koyu renkleri ve temel geometrik şekilleri algılayarak bir labirentte dolaşabilmelerini bekliyor. Cihazın tasarımı Xerox'un sahip olduğu PARC araştırma enstitüsüne ait ve aynı anda fareler üzerinde de testleri devam ediyor.

Yeni yaklaşım ve cihaz umut vaadediyor, ancak insanlar üzerinde kullanılabilmesi için zaman ve detaylı testler yapılması gerekiyor. Bu teknoloji kendini kanıtlarsa sadece beyin ile sınırlı kalmayacağı, sinir hücreleri uyarılarak sindirim sistemi problemlerinin giderilmesinde ya da PTSD sendromlarının kontrol altına alınmasında kullanılabilceği belirtiliyor.

Kaynak : MIT Technology Review