Yeni yapılan araştırmada zaman algısı konuşulan dile göre farklılık gösterdiği, çoklu dil konuşanlarda ise o anda konuşulan dile göre zaman daha farklı algılanıyor.

Araştırmada konuşulan dildeki süre tanımlamalarına göre zaman algısının nasıl değiştiğini ve iki dil bilmenin beyni yeni yollarla düşünmeye nasıl sevk ettiğini gösterdiler. Deneyde yavaşça büyüyen bir çizginin olduğu animasyonlar 40 İspanyolca ve 40 İsveççe konuşan bireye gösterildi. Animasyonlar 3 saniye sürüyordu fakat animasyonlardaki çizgiler aynı sürede farklı uzunluklara geliyordu. İsveç dilini konuşan bireylerin zamanı tanımlama biçimleri mesafe temelli olduğu için bu animasyonlarda geçen zamanı doğru tahmin edemediler. İspanyolcada zaman mesafe temelli değil hacim temelli tanımlanıyor. Örneğin ‘’kısa bir mola’’ ifadesi yerine, İspanyolcada ‘’küçük bir mola’’ ifadesi kullanılıyor. Dolayısıyla bu bireyler, aynı 3 saniyenin geçişini izledikleri animasyondaki çizgi ne kadar büyürse büyüsün daha iyi fark edebiliyorlar.

Yapılan ikinci deneyde bilim insanları katılımcılara yavaşça dolan bir testinin animasyonlarını gösterdiler. Bu animasyonda da aynı süre aralığında değişik testiler farklı oranlarda doldu. İspanyolca konuşan bireyler geçen zamanı algılamakta zorlandılar. Araştırmacılara göre eğer zamanı uzunlukla bağdaştıran bir dil ile büyüdüyseniz yani tanım olarak ‘’uzun bir gün’’ gibi tabirler kullanıyorsanız, uzun bir çizginin çekilmesi için daha çok zaman geçmesi gerektiğini düşünüyorsunuz. Yeni bir dil öğrendiğinizde ise, aslında zamanın farklı bir yorumunu da öğreniyoruz.

Kaynak : Journal of Experimental Psychology